Wes Craven’in ilk uzun metrajlı filmi olan The Last House on the Left, bir grup katilin ellerine düşen iki genç kızın hikayesini anlatıyor. Şiddetin sınırlarını zorlayan bu film, psikolojik dehşet ve intikam temalarıyla 70’lerin en sarsıcı korku yapımlarından biri olarak dikkat çekiyor.

Bir Afrika prensi, vampir Dracula tarafından lanetlenir ve yüzyıllar sonra Los Angeles'ta uyanarak dehşet saçmaya başlar. Blacula, korku ve blaxploitation türlerini başarılı bir şekilde birleştiren, kült statüsüne ulaşmış bir yapım.

Beş kişinin hikayesi aracılığıyla korku dolu öyküler sunan bu antoloji filmi, ölüm ve ötesi üzerine etkileyici bir bakış sunuyor. Tales from the Crypt, klasik korku hikayelerini başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.

Alfred Hitchcock’un klasik bir gerilimle korkuyu buluşturduğu Frenzy, Londra’da bir seri katilin izini sürerken suçlu damgası yiyen bir adamın hikayesini anlatıyor. Gerilim ustası Hitchcock’un son dönem işlerinden biri olarak hafızalara kazınmış bir eser.

Bir akıl hastanesinde geçen ve gerilim dolu dört kısa hikayeyi birleştiren bu film, izleyiciyi aklın sınırlarını zorlayan bir yolculuğa çıkarıyor. Asylum, antoloji korku filmlerinin başarılı örneklerinden biri.

İkiz kardeşlerden birinin karanlık sırlarını keşfeden küçük bir çocuğun hikayesini anlatan bu psikolojik korku filmi, içsel korkuları ve aile travmalarını etkileyici bir şekilde işler. The Other, doğaüstü unsurlarla dolu, gerilim dolu bir yapım.